25 Eylül 2007 Salı

TOPLU CİNNET

Geçenlerde Ayn Rand'ın "İhtiyacımız Olan Felsefe" adlı kitabı geçti elime. Plato yayınevinden çıkmış. Plato ismini, ben Sinan Çetin'in İstanbul'daki yapım şirketinin adı olarak bilirdim. Sonradan öğrendim ki, Sinan Çetin sadece Ayn Rand'ın kitaplarını yayınlamak için aynı adla bir yayınevi kurmuş.

Objektivizm ( daha çok bilinen ismiyle Rasyonel Egoizm ) içerikli felsefenin birim taşlarını anlatıyor kitap. Oldukça ilginç!...

Ayn Rand, kendi felsefesini şöyle özetliyor;

1) METAFİZİK; Nesnel Gerçekçilik

2) EPİSTEMOLOJİ; Akıl

3) ETİK; Kendi çıkarını düşünme

4) POLİTİKA; Kapitalizm.

Maddelerin açıklaması özetle şöyle;

1) Metafizik; Nesnel gerçekçilik; Kontrol edilecek doğanın kurallarına uymak zorundasın yoksa sadece istemekle bir şey olmaz.

2) Epistemoloji; Akıl; Bir kekin yoksa onu yiyemezsin.

3) Etik; Kendi çıkarını koruma; İnsanın kendisi için amaçları vardır.

4) Politika; Kapitalizm; Bana ya özgürlüğümü ya da ölümü verirsin.

Ayn Rand, bu maddeler ile ilgili, verdiği bir röportajda ise şöyle bir ayrıntıya giriyor;

" Benim felsefem objektivizm şunları açıklar;


1) Gerçeklik nesnel bir mutlaklıktır. Gerçek gerçektir ve insanın umutlarından, hislerinden, korku ve isteklerinden bağımsızdır.


2) Akıl, insanın algıladığı materyallerin tanımlanması ve bütünleştirilmesi becerisidir ve insanın gerçekliği algılayabilmesi için tek aracı, bilgi kaynağı, hareketlerinin rehberi ve hayatta kalma vasıtasıdır.


3) İnsanın kendi için amaçları olması diğer insanların amaçlarını yok etmek anlamına gelmez. İnsan kendisi için yaşarken ne kendisini feda etmelidir ne de başkasının kendisini feda etmesini istemelidir. Onun kendi menfaatini ve mutluluğunu araması onun hayatının en yüksek ahlaki olgusudur.


4) İdeal politik-ekonomik sistem özgür kapitalizmdir. Kapitalizm insanların kurban ya da cellat olmadan, köle ya da efendi olmadan tüccar olarak ortak faydaları için gönüllü mübadele yoluna gittikleri bir sistemdir. Kapitalizm herhangi birinin zorla, güç kullanarak diğerlerinin ürettiği değeri elde edemeyeceği, hatta güç kullanmaya teşebbüs bile edemeyeceği tek sistemdir. Devlet ise sadece insan haklarını koruyan bir polistir ve fiziksel gücünü bir karşılık olarak ve sadece suçlular ve düşmanlar gibi güç kullananlara karşı kullanır. Şu ana kadar tarih boyunca hiç rastlanmasa da pür kapitalist bir sistemde devlet ve ekonomi birbirinden tamamen ayrılmalıdır ve bu ayrılık kilise devlet ayrılığıyla aynı şekilde ve aynı sebeplerden dolayı yapılmalıdır."








Ayn Rand Hanımefendinin oluşturduğu bu dört maddelik sistem, matematik olarak kendi içinde asla falsoya izin vermeden kurulmuş, çok dikkatli tasarlanmış ve kendi içinde de tutarlılık taşıyan bir sistem.

Şimdi Ayn Rand'ın bu sisteminden sözetmemin asıl nedeni, son günlerde hem iş ilişkilerim hem de özel ilişkilerimde karşılaştığım insanların davranış, konuşma, düşünme, savunma biçimleri üzerinde kafa yormam. İnsanların ( aslına bakarsanız çoğu da Ayn Rand'ın bu dört maddede özetlediği içeriği cümle cümle protesto edebilecek dünya görüşüne (!) sahip oldukları aldatmacası ile ahkam keseceklerdir) bu sisteme çok yakın bir temel egoizmle, ama doğru olmayan, çarpık bir söylem biçimiyle kendilerini, doğru, dürüst, kişilikli ve sağlam duruşları olduğu gibi savunma biçimlerini, karşıdan bakınca bile çok iyi anlaşılabilecek yamuklukta ifade etmeye çalışmaları...

Yaşları 40 larına 50 lerine gelmiş insanların "ergenlik savaşları" nı, sözünü ettiğim yamuklukta izlemek yaralıyor insanı, hem de çok yaralıyor!..

Ülkem; gerek yöneticilerinin, gerek kendini sanatçı veya bilimadamı diye adlandırıp hiçbir"şey" üretmeden ortalıkta dolanıp, aybaşı gelince utanmadan devletin verdiği maaşı hakettiğini sanıp banka atm lerinden maaşını çekenlerin toplu bir cinnet halinde olmaları nedeniyle gerçekten içinden çıkılmaz bir karmaşa yaşıyor şu sıralar!...

Bu "cinnet" insanı dehşete düşürüyor gerçekten!..

Bu dehşetin getirdiği panikle, " çekip gitmek istiyorum buralardan!" dediğimde, " eeee çek git o zaman!" diyebilen insanları kendime arkadaş (!) seçmiş olmamın getirdiği sorumlulukla ( ki yanlış seçimler de sorumluluktur, insanın yaşamında ) kendi muhasebemi yapmaya çalışırken Emerson'un şu ünlü saptaması bana çok yardımcı oldu!..

" Sık ve çok gülmek; zeki insanların saygısını ve çocukların sevgisini, şefkatini kazanmak; dürüst eleştirilerin takdirine layık olmak ve yanlış arkadaşların ihanetlerine katlanabilmek; güzelliği takdir edebilmek; başkalarındaki 'en iyiyi bulabilmek'; sağlıklı bir çocuk, bahçelik bir arazi ya da daha iyi hale getirilmiş bir sosyal durum yoluyla bu dünyayı olduğundan biraz daha iyi bırakarak terk etmek; bir tek yaşamın bile sırf siz yaşadınız diye daha rahat soluk almış olduğunu bilmek... İşte 'başarmış olmak' budur!.."




Sevgiyle...